Markos
14. Bölüm
İsa'nın ölümü yaklaşıyor
(Mat.26:1-16; Luk.22:1-6; Yu.11:45-53)
Fısıh ve Mayasız Ekmek bayramına iki gün kalmıştı. Başkâhinlerle din
bilginleri İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmenin bir yolunu arıyorlardı. 2«Bayramda olmasın, yoksa halk
arasında kargaşalık çıkar» diyorlardı.
3İsa Beytanya'da cüzamlı
Simun'un evinde sofrada otururken yanına bir kadın geldi. Kadın, kaymaktaşından bir
kap içinde çok değerli, saf hintsümbülü yağı getirmişti. Kabı kırarak yağı
O'nun başından aşağı döktü. 4-5Bazıları
buna kızdılar; birbirlerine, «Bu yağ niçin böyle boş yere harcandı? Üç yüz
dinardan fazlaya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi» diyerek kadını
azarlamaya başladılar.
6«Kadını rahat bırakın» dedi İsa. «Neden üzüyorsunuz
onu? Benim için güzel bir şey yaptı. 7Yoksullar
her zaman aranızdadır, dilediğiniz anda onlara yardım edebilirsiniz; ama ben her zaman
aranızda olmayacağım. 8Kadın elinden geleni yaptı, beni
gömülmeye hazırlamak üzere daha şimdiden bedenimi yağladı. 9Size
doğrusunu söyleyeyim, Müjde dünyanın her neresinde duyurulursa, bu kadının
yaptığı da onun anılması için anlatılacak.»
10Bu arada Onikilerden biri olan Yahuda İskariyot, İsa'yı
ele vermek amacıyla başkâhinlerin yanına gitti. 11Onlar
bunu işitince sevindiler, Yahuda'ya para vermeyi vaat ettiler. O da İsa'yı ele vermek
için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh yemeği
(Mat.26:17-30; Luk.22:7-23; Yu.13:21-30)
12Fısıh kurbanının kesildiği Mayasız Ekmek
bayramının ilk günü öğrencileri İsa'ya, «Fısıh yemeğini yemen için nereye
gidip hazırlık yapmamızı istersin?» diye sordular.
13O da öğrencilerinden ikisini şu sözlerle önden
gönderdi: «Kente gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu
izleyin. 14Adamın gideceği evin sahibine şöyle deyin:
`Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede?
diye soruyor.' 15Ev sahibi size, üst katta döşenmiş,
hazır büyük bir oda gösterecek. Orada bizim için hazırlık yapın.»
16Öğrenciler yola çıkıp kente gittiler. Her şeyi,
İsa'nın kendilerine söylemiş olduğu gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık
yaptılar. 17Akşam olunca İsa Onikilerle birlikte geldi. 18Sofraya oturmuş yemek yerlerken
İsa, «Size doğrusunu söyleyeyim» dedi, «sizden biri, benimle yemek yiyen biri beni
ele verecek.»
19Onlar da kederlenerek birer birer kendisine, «Beni demek
istemedin ya?» diye sormaya başladılar.
20İsa onlara, «Onikilerden biridir, ekmeğini benimle
birlikte sahana batırandır» dedi. 21«Evet, İnsanoğlu
kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu'nu ele verenin vay haline!
O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.»
22İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükran duasını
yapıp ekmeği böldü ve, «Alın, bu benim bedenimdir» diyerek öğrencilerine verdi. 23Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi.
Hepsi bundan içti. 24«Bu
benim kanım» dedi İsa, «birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. 25Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliğinde tazesini
içeceğim o güne dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.»
26Bir ilahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin
dağına doğru gittiler.
Petrus'un inkârı önceden bildiriliyor
(Mat.26:31-35; Luk.22:31-34; Yu.13:36-38)
27Bu arada İsa öğrencilerine, «Hepiniz sendeleyip düşeceksiniz» dedi. «Çünkü şöyle yazılmıştır:
`Çobanı vuracağım,
koyunlar da darmadağın olacak.'
28Ama ben dirildikten sonra
sizden önce Celile'ye gideceğim.»
29Petrus O'na, «Herkes sendeleyip düşse bile, ben
düşmem» dedi.
30«Sana doğrusunu söyleyeyim» dedi İsa, «bugün, bu
gece, horoz iki kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.»
31Ama Petrus üsteleyerek, «Seninle birlikte ölmem bile
gerekse, seni asla inkâr etmem» dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.
Getsemani bahçesinde
32Sonra Getsemani denilen bir yere geldiler. İsa
öğrencilerine,«Ben dua ederken siz burada oturun» dedi.
33Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı.
Hüzünlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. 34Onlara,
«Yüreğim ölüm derecesinde kederli» dedi. «Burada kalın, uyanık durun.»
35Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye
başladı. «Mümkünse o saati yaşamayayım» dedi. 36«Abba,
Baba[i], senin için her şey mümkün, bu
kâseyi benden uzaklaştır. Ama benim değil, senin istediğin olsun.»
37Öğrencilerinin yanına döndüğünde onları uyumuş
buldu. Petrus'a, «Simun» dedi, «uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın mı? 38Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama
beden güçsüzdür.»
39Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti. 40Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz
kapaklarına bir ağırlık çökmüştü. İsa'ya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
41İsa üçüncü kez yanlarına döndü, «Hâlâ uyuyor,
dinleniyor musunuz?» dedi. «Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline
veriliyor. 42Kalkın, gidelim. İşte beni ele veren geldi!»
İsa tutuklanıyor
(Mat.26:47-56; Luk.22:47-53; Yu.18:3-12)
43Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan
Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ihtiyarlar tarafından
gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı. 44İsa'yı
ele veren Yahuda, «Kimi öpersem, İsa O'dur. O'nu tutuklayın, güvenlik altına alıp
götürün» diye onlarla sözleşmişti. 45Gelir gelmez
İsa'ya yaklaştı, «Rabbî» diyerek O'nu öptü. 46Onlar da
İsa'yı yakalayıp tutukladılar. 47İsa'nın yanında
bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
48İsa onlara, «Bir haydudun peşindeymiş gibi beni kılıç
ve sopalarla mı yakalamaya geldiniz?» dedi. 49«Her gün tapınakta, yanıbaşınızda ders
veriyordum, beni tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.» 50O zaman öğrencilerinin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.
51İsa'nın ardından sadece keten beze sarınmış bir genç
gidiyordu. Bu genç de yakalandı. 52Ama keten bezin içinden
sıyrılıp çıplak olarak kaçtı.
İsa Yüksek Kurul'un önünde
(Mat.26:57-68; Luk.22:54-55,63-71; Yu.18:13-14,19-24)
53İsa'yı görevli başkâhine götürdüler. Bütün
başkâhinler, ihtiyarlar ve din bilginleri de orada toplandı. 54Petrus,
İsa'yı başkâhinin avlusunun içine kadar uzaktan izledi. Avluda nöbetçilerle
birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı.
55Başkâhinler ve Yüksek Kurul'un tamamı, İsa'yı ölüm
cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı. 56Birçok kişi O'na karşı yalan yere tanıklık ettiyse de,
tanıklıkları birbirini tutmadı.
57-58Bazıları
kalkıp O'na karşı yalan yere şöyle tanıklık ettiler: «Biz O'nun, `Elle yapılmış
bu tapınağı yıkacağım ve üç günde, elle yapılmamış başka bir tapınak
kuracağım' dediğini işittik.» 59Ama bu noktada bile
tanıklıkları birbirini tutmadı.
60Sonra başkâhin topluluğun ortasında ayağa kalkarak
İsa'ya, «Hiç cevap vermeyecek misin? Nedir bunların sana karşı ettiği bu
tanıklıklar?» diye sordu. 61Ne var ki, İsa susmaya devam
etti, hiç cevap vermedi.
Başkâhin O'na yeniden, «Yüce Olan'ın[j]
Oğlu Mesih sen misin?» diye sordu.
62İsa, «Ben'im» dedi. «Ve
sizler, İnsanoğlu'nun kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla
geldiğini göreceksiniz.»
63-64Başkâhin
giysilerini yırtarak, «Artık tanıklara ne ihtiyacımız var?» dedi. «Küfürü
işittiniz. Buna ne diyorsunuz?»
Hepsi de İsa'nın ölüm cezasını hak ettiğine karar verdiler. 65Bazıları
O'nun üzerine tükürmeye, gözlerini bağlayarak O'nu yumruklamaya başladılar.
«Haydi, peygamberliğini göster!» diyorlardı. Nöbetçiler de O'nu aralarına alıp
tokatladılar.
Petrus İsa'yı inkâr ediyor
(Mat.26:69-75; Luk.22:56-62; Yu.18:15-18,25-27)
66-67Petrus aşağıda, avludayken,
başkâhinin hizmetçi kızlarından biri geldi. Isınmakta olan Petrus'u görünce onu
dikkatle süzüp, «Sen de Nasıralı İsa'yla birlikteydin» dedi.
68Petrus ise bunu inkâr ederek, «Senin neden söz ettiğini
bilmiyorum, anlamıyorum» dedi ve dışarıya, dış kapının önüne çıktı. Bu arada
horoz öttü.
69Hizmetçi kız Petrus'u görünce etrafta duranlara yine,
«Bu adam onlardan biri» demeye başladı.
70Petrus tekrar inkâr etti. Çevrede duranlar az sonra
Petrus'a yine, «Gerçekten onlardansın; sen de Celilelisin» dediler.
71Petrus kendine lanet okuyup yemin ederek, «Sözünü
ettiğiniz o adamı tanımıyorum» dedi.
72Tam o anda horoz ikinci kez öttü. Petrus, İsa'nın
kendisine, «Horoz iki kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin» dediğini
hatırladı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.