Mika
MİKA
GİRİŞ
Peygamber Mika, Yeşaya'yla aynı dönemde yaşadı. Yahuda'nın kırsal bir kentinde doğmuştu. Amos'un kuzey krallığına bildirdiği ulusal felaketin bir benzerinin aynı nedenle güney krallığı Yahuda'nın da başına geleceğinden emindi. Tanrı adaletsizlikten ötürü halkı cezalandıracaktı. Buna karşın Mika'nın peygamberliği geleceğe ilişkin açık ve net bir umut vaat ediyordu. Kitap Tanrı'nın yönetimindeki evrensel barışın altını çiziyor (4:1-4); yüce kralın Davut soyundan çıkacağını ve ulusa barış getireceğini bildiriyordu (5:2-5a). Ayrıca bir ayet de İsrail peygamberlerinin söylemek istediğini şöyle özetliyordu (6:8): "Adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız RAB sizden ne istedi?"
Ana Hatlar
1:1-3:12 Yahuda ve İsrail'in yargılanması
4:1-5:15 Yenilenme ve barış
6:1-7:20 Umut ve uyarı bildirisi
2 Ey halklar, hepiniz duyun;
Ey dünya ve bütün içindekiler, dinleyin.
Rab Yahve kendi kutsal tapınağından size karşı tanıklık edecek.
Samiriye ve Yeruşalim'in Yargılanması
3 İşte, RAB yerinden çıkıp gelecek, yeryüzüne inip dağ doruklarında yürüyecek.
4 Dağlar O'nun önünde ateş karşısında eriyen balmumu gibi eriyecek,
Vadiler, bayır aşağı akan sular gibi yarılacak.
5 Bütün bunlar Yakupoğulları'nın başkaldırısı
Ve İsrail halkının günahları yüzünden olacak.
Yakupoğulları'nın başkaldırısından kim sorumlu?
Samiriye değil mi?
Yahuda'daki putataparlıktan kim sorumlu?
Yeruşalim değil mi?
6 Bu yüzden RAB, ''Samiriye'yi kırdaki taş yığınına,
Bağ dikilecek yere çevireceğim'' diyor,
''Taşlarını vadiye döküp temellerini açacağım.
7 Bütün oyma putları paramparça edilecek,
Tapınaklarındaki fahişelere verilen armağanlar yakılacak.
Samiriye'nin bütün putlarını yok edeceğim.
Fahişelerin ücretiyle topladığı armağanlar
Yine fahişelere ücret olacak.''
8 Ben Mika, bundan ötürü ağlayıp ağıt yakacağım,
Çırçıplak, yalınayak dolaşacağım.
Çakal gibi uluyup baykuş gibi öteceğim.
9 Çünkü Samiriye'nin yaraları onmaz.
Yahuda da aynı sona uğramak üzere.
Halkımın yaşadığı Yeruşalim'in kapılarına dayandı yıkım.
Düşman Yeruşalim'e Yaklaşıyor
10 Bunu Gat'a duyurmayın,
Ağlamayın sakın[i]!
Beyt-Ofra'da[ii] toz toprak içinde yuvarlanın.
11 Ey Şafir halkı,
Çıplak ve utanç içinde geçip git.
Saanan'da yaşayanlar kentlerinden çıkamayacaklar,
Beyt-Esel[iii] halkı yas tutacak.
Kesecek sizden yardımını.
12 Marot'ta[iv] yaşayanlar kurtulmayı sabırsızlıkla bekliyor.
Çünkü RAB'bin gönderdiği felaket Yeruşalim'in kapılarına dayandı.
13 Ey Lakiş'te[v] oturanlar, atları koşun arabalara.
Siyon Kenti'ni günaha ilk düşüren siz oldunuz.
Çünkü İsrail'in başkaldırmasını örnek aldınız.
14 Bundan ötürü Moreşet-Gat'a veda armağanları vereceksiniz.
İsrail kralları Akziv[vi] Kenti'nden boşuna yardım bekleyecek.
15 Ey Mareşa'da[vii] yaşayanlar,
RAB kentinizi ele geçirecek olanı üzerinize gönderecek.
İsrail'in yüce önderleri Adullam'daki mağaraya sığınacak.
16 Sevgili çocuklarınız için saçlarınızı yolup kazıyın.
Akbabalar gibi kafalarınızın keli görünsün.
Çünkü çocuklarınız sizden alınıp sürgüne götürülecek.
[i] 1:10. İbranice ''Ağlamayın sakın'', bazı uzmanlara göre, ''Akko'da ağlamayın''
[ii] 1:10. Gat ''Duyurmak'', Akko ''Ağlamak'' sözcüklerini çağrıştırır. Beyt-Ofra ise ''Toz evi'' anlamına gelir
[iii] 1:11. Şafir ''Hoş'' anlamına gelir, Saanan ''Çıkmak'' sözcüğünü çağrıştırır, Beyt-Esel de ''Yanındaki ev'' anlamına gelir
[iv] 1:12. ''Marot'': ''Acı'' anlamına gelir
[v] 1:13. Lakiş ''Atlar'' sözcüğünü çağrıştırır
[vi] 1:14. Moreşet Nişanlı sözcüğünü çağrıştırır. Burada geline verilen veda armağanlarından söz ediliyor. Akziv Hayal, yalan anlamına gelir
[vii] 1:15. Mareşa Ele geçiren sözcüğünü çağrıştırır