Mika
RAB'bin Yargısı
Kalkın, davanızı dağların önünde dile getirin.
Tepeler duysun sesinizi.
2 Ey dağlar ve yeryüzünün sarsılmaz temelleri,
RAB'bin suçlamasını dinleyin.
Çünkü RAB halkından davacı,
İsrail'den şikâyetçi.
3 ''Ey halkım, sana ne yaptım?'' diyor RAB,
''Sana nasıl yük oldum, yanıt ver.
4 Seni Mısır'dan ben çıkardım,
Ben kurtardım seni kölelik diyarından.
Sana öncülük etsinler diye Musa'yı, Harun'u, Miryam'ı ben gönderdim.
5 Ey halkım, Moav Kralı Balak'ın neler öğütlediğini,
Beor oğlu Balam'ın ona nasıl yanıt verdiğini anımsa.
Şittim'den Gilgal'a dek olup biteni an.
Sizler için doğru olanı yaptığımı o zaman anlayacaksın.''
6 RAB'bin önüne ne ile çıkayım,
Yüce Tanrı'ya nasıl tapınayım?
O'nun önüne yakmalık sunuyla mı,
Bir yaşında danayla mı çıkayım?
7 Binlerce koç sunsam,
Zeytinyağından on binlerce dere akıtsam,
RAB hoşnut kalır mı?
Suçuma karşılık ilk oğlumu,
İşlediğim günah için bedenimin ürününü versem olur mu?
8 Ey insanlar, RAB iyi olanı size bildirdi.
Adil davranmanızdan, merhameti sevmenizden
Ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka
Tanrınız RAB sizden ne istedi?
Yeruşalim'in Suçu ve Cezası
9 Dinleyin! RAB kente sesleniyor.
O'nun adından korkmak bilgeliktir.
Diyor ki, ''Ey halk ve kent meclisi, dinleyin[i].
10 Kötü adamların evleri haksızca kazanılmış servetlerle dolu, bilmiyor muyum sanıyorsunuz?
Eksik ölçek[ii] lanetlidir.
11 Hileli terazi kullanan,
Torbasında eksik ağırlıklar olan adamı nasıl aklayayım?
12 Kentin zenginleri zorba,
Halkı da yalancıdır.
Dillerinden aldatıcı sözler dökülür.
13 Günahlarınızdan ötürü yıkımınızı,
Mahvınızı hazırladım bile.
14 Yiyecek, ama doymayacaksınız.
Aç kalacak karnınız,
Biriktireceksiniz, ama saklayamayacaksınız.
Koruyabildiğinizi kılıçla yok edeceğim.
15 Ekecek, ama biçemeyeceksiniz.
Zeytin ezecek, ama yağını sürünemeyeceksiniz.
Üzümü sıkacak, ama şarabını içemeyeceksiniz.
16 Kral Omri'nin buyruklarına,
Ahav soyunun kötü adetlerine uyduğunuz,
Onların törelerini izlediğiniz için sizi utanca boğacağım, yıkıma uğratacağım.
Halkım olarak aşağılanmaya dayanmak zorunda kalacaksınız.''