Deuterokanonik (Apokrif) Kitaplar Tobit Yudit Ester Bilgelik Sirak Baruk Yeremya’nın Mektubu Azarya’nın Duası Suzanna Bel ve Ejderha 1. Makabeler 2. Makabeler 3. Makabeler Esdras Ezra Maneşşe’nin Duası 151. Mezmur 4. Makabeler

2. Makabeler

MAKABELER'İN İKİNCİ KİTABI

GİRİŞ

Makabeler'in İkinci Kitabı, Kireneli Yason'un beş ciltlik tarihinin bir öze­tidir. Kitap, Başkâhin III. Oniyas'ın (yaklaşık İ.Ö. 180) zamanından Nikanorun (İ.Ö. 161) ölümüne dek Yahudi tarihindeki olayları anlatmaktadır. Makabeler 'in Birinci Kitabı 'nın ilk bölümlerinde betimlenen olaylara kısmen koşuttur. Yasaya bağlılık ve inançları uğruna ölen şehitlerin Tanrı tarafından ödüllendi­rileceğini vurgulamaktadır.

Ana Hatlar

1:1-2:32  Mısır 'daki Yahudiler'e mektuplar ve önsöz

3:1-4:50  Başkâhinlik için çatışmalar

5:1-7:42  Antiyokus Epifanes ve Yahudiler'e yapılan işkenceler

8:1-15:39  Yahuda 'nın zaferleri

Mısır'daki Yahudiler'e Mektup

1 Mısırlı Yahudilere Yeruşalim ve Yahudiye ülkesindeki Yahudi kar­deşlerinden selamlar! Bolluk ve barış dilekleriyle.

2Tanrı sadık kulları İbra­him, İshak ve Yakup'la yaptığı ant­laşmayı anımsasın ve sizlere esenlik versin.

3Hepinize O'na tapınacak ve istekleri doğrultusunda davranacak yürek versin. Yüce düşünceler, istekli bir ruh versin.

4O yüreklerinizi yasa­sına ve buyruklarına açsın ve size ba­rış versin.

5Dualarınızı duysun, sizin­le uzlaşsın ve kötü zamanda sizi bı­rakmasın.

6Şimdi bizler burada sizin için dua ediyoruz.

7Yüz altmış dokuz yılında Dimitrios kralken biz Yahudiler size şunları yazdık: Bu yollarda umutsuz acılarla karşılaştık, çünkü Yason'la ortakları kutsal ülkeye ve krallığa kötülük etti­ler.

8Tapınağın kapısını yaktılar, suç­suz insanların kanını döktüler. Ardın­dan Rabbimiz'e dua ettik ve O bizi dinledi. O'na buğday ve un adadık, lambaları yaktık, ekmek somunlarını hazırladık.

9Şimdi size şu öğüdü veri­yoruz: Kislev ayında Çardak Bayramı'nı kutlayın, yüz seksen sekiz yılın­da*.

*Makabeler'in ikinci kitabında geçen yıllar İ.Ö. 312 yılında başlayan Selosid takvimine göredir.

Aristobulus'a Mektup*

*Kitabın önsözü olan bu mektup, tapınağın adanmasına çağrıdır. Dolaylı biçimde atılan tarih bir önceki mektuptan kırk yıl öncesine değinmektedir.

10Yeruşalim ve Yahudiye ulusu, se­nato ve Yahuda'dan* Kral Ptolemi'nin özel öğretmeni ve meshedilmiş kâhin­ler ailesinden Aristobulus'a ve Mısır­daki Yahudiler'e selamlar ve sağlık dilekleriyle!

*Yahuda Makabe.

11Bizi büyük tehlikelerden kurtar­dığından beri krala karşı davamızı sa­vunduğu için Tanrı'ya şükrediyoruz.

12Çünkü O, kutsal kente karşı silaha sarılanları kovdu.

13Onların önderi söz­de karşı konulmaz ordusuyla Pers ül­kesine vardığı zaman, Nanea* Tapınağı'nda paramparça edildi. Bu olay tan­rıçaya hizmet eden kâhinlerin hazırla­dığı düzen sonucu oluştu.

*Bu tanrıça Efes'teki Artemis'e (Diyan'a) benzer. Bu tapınak İlimeyas'ta bulunuyordu.

14Antiyo­kus sözde Nanea ile evlenmek ama­cıyla arkadaşlarıyla oraya gitti. Ora­daki hazineleri çeyiz olarak almayı ta­sarlıyordu.

15Nanea'nın kâhinleri ha­zineleri sergilemişlerdi. Antiyokus ya­nındaki bir kaç kişiyle birlikte kutsal bölgeye girdi. O içeri girer girmez kâhinler tapınağı kapattılar.

16Tavan­daki gizli kapıyı açtılar ve yıldırım gi­bi davranıp Antiyokus'la yanındakilerin üstüne taşlar fırlatıp attılar. Ardın­dan onları parçaladılar, başlarını kesip parçaları dışarıdakilere attılar.

17İnanç­sızlara hak ettikleri cezayı veren Tan­rımız'a her yerde yücelikler olsun!

Kutsal Ateşin Korunması

18Kislev ayının yirmi beşinci gü­nü tapınağın arıtılmasını kutlayacağı­mız için, bunu size bildirmeyi uygun görüyoruz. Böylece tapınağı ve suna­ğı yaptıran Nehemya kurban sunduğu zaman oluşan ateşi ve Çardak Bayramı'nı kutlayabilirsiniz.

19Çünkü ata­larımız Pers ülkesine sürgün edildi­ğinde o zamanın inançlı kâhinleri su­naktaki ateşten bir parça aldılar ve onu gizlice susuz bir kuyunun boşlu­ğunda sakladılar. Ateşi o denli iyi sakladılar ki, o yeri kimse bilemedi.

20Yıllar sonra Tanrı'nın dirlik zama­nında Pers ülkesinin kralı tarafından görevlendirilen Nehemya, ateşi saklayan kâhinlerin soyundan gelen kişileri ateşi almaya gönderdi. Ancak oraya giden kişiler ateşi bulamadıklarını, ama orada koyu bir sıvı var olduğunu bil­dirdiler. Nehemya bu sıvının bir kıs­mını alıp geri gelmelerini buyurdu.

21Kurban edilecek şeylerin hazırlan­masının ardından Nehemya odunun ve üstündeki şeylerin üzerine sıvıyı dökmelerini buyurdu.

22Ardından da­ha önce bulutlarla örtülü olan güneş parlayınca, büyük bir ateş yandı, her­kes bu işe şaşıp kaldı.

23Sunulan kur­ban yanarken kâhinler ve kâhinlerle birlikte hazır bulunan tüm kişiler dua etti. Yonatan duayı makamla okuyor, öbürleri Nehemya'yla beraber karşılık veriyordu.

24Dua şöyleydi: "Ey Rabbimiz, Efendimiz, Tanrımız, her şeyi yaratan sensin. Tek kral ve hayır sahibi sen­sin; görkemlisin, güçlüsün, doğrusun, merhametlisin.

25Herkese rızkını sen verirsin, hak gözetirsin, her şeye gü­cün yeter ve sen sonsuza dek varsın. İsrail'i tüm kötülüklerden sen kurtar­dın, atalarımızı cennete gitmek üzere sen seçip kutsadın.

26Senin olan tüm İsrail ulusu adına sunulan kurbanı ka­bul et, mirasını koru, kutsa.

27Bizler­den dünyanın her yanına dağılmış olan­ları bir araya getir. Bizlerden putpe­restlerin kölesi durumunda olanları öz­gür kıl. Hor görülenlerin ve tiksinilenlerin tarafını tut ve Tanrımız oldu­ğunu putperestlere bildir.

28Bize acı çektirenleri, saygısızlık edip bizi gü­cendirenleri cezalandır.

29Musa'nın söz verdiği gibi ulusunu kutsal topraklara kesinlikle yerleştir."

30Ardından kâhinler ilahiler oku­dular.

31Sunulan kurbanlar yanınca, Nehemya geri kalan sıvının büyük taşların üzerine dökülmesini buyurdu.

32Bu iş yapıldıktan sonra bir ateş yan­dı ve sunaktaki ateşin içinde kaybol­du.

33Olup bitenler duyulup da sürgü­ne gönderilen kâhinlerin ateşi sakladı­ğı yerde bir sıvının oluştuğunu ve Nehemya ile ulusunun sundukları kurba­nı bu sıvı ile arıttıklarını Pers Kralı öğrenince,

34gerçekleri doğruladıktan sonra o yerin etrafını çitle çevirdi ve kutsal bölge olduğunu duyurdu.

35Kral gözde kişilerle çok sayıda değerli ar­mağanlar değiş tokuş etti.

36Nehemya ve ulusu bu nesneye "Neftar" adını ver­diler. Bu sözcüğün anlamı arıtmaktır, ama genellikle bu maddeye "Neftai" denir.


Başlangıç