Ezra
Ezra'nın Birinci Görümü
3Yeruşalim'in düşüşünden sonraki otuzuncu yılda, ben, Şealtiel-Ezra diye de bilinirim- Babil'deydim. Yatağıma uzandığımda sıkıntılıydım.
2Sion'un perişanlığıyla Babil'de yaşayanların refah ve mutluluğunu düşünmekten aklım karışmıştı.
3Ruhum tamamen altüst olmuştu. Korkularımı yüce Tanrı'ya arzettim.
4"Tanrım, Rab'bim" dedim, "Sen, yalnızca sen değil miydin ki, başlangıçla yeryüzünü oluşturan?
5Toprağa buyruk verdin, Adem oluştu. Onun bedeni cansızdı, ama kendi ellerinle şekil verip hayat soluğunu ona üfledin. Böylece onu yaşayan bir insan yaptın.
6Onu, varlık olarak yeryüzüne gelmeden önce, bizzat senin kurduğun cennette gönderdin.
7Ona itaat edeceği tek bir buyruk verdin, ama o buna uymadı. Bunun üzerine onu ve onun soyundan gelenleri derhal ölüme mahkûm ettin. "Ondan doğan uluslar, soylar, halklar aileler sayılamayacak kadar çoktu.
8Sana karşı günah işleyip seni küçümseyen her ulus kendi yoluna gitti, Sen onları durdurmadın.
9Ne var ki, daha sonra zamanı gelince yeryüzündekilerin üzerine tufanı getirip onları yok ettin.
10Bu son herkesin başına geldi: Adem'e ölüm, soyunun üzerine tufan!
11Sen yalnız Nuh'a, ailesine ve onun soyundan doğru olan kişilere dokunmadın.
12"Yeryüzü nüfusu arttı, aileler ve halklar çoğaldı. Ulus üstüne ulus. Ama sonra, bir kez daha, öncekilerden daha çok günah işlemeye başladılar.
13Onlar günah işlemeye başladıklarında sen onlardan birini,
14adı İbrahim olanı kendin için seçtin. Onu sevdin, yalnızca ona gizlice, gece yarısında dünyanın nasıl son bulacağını gösterdin,
15Onunla sonsuza dek sürecek bir antlaşma yaptın. Onun soyunu hiçbir zaman terk etmeyeceğine dair söz verdin.
16Ona İshak'ı, İshak'a Yakup'la. Esav'ı verdin. Bunlardan Yakup'u seçtin, Esav'ı reddettin. Yakup büyük bir ulus olarak büyüdü.
17"Onun soyunu Mısır'dan kurtarıp onları Sina Dağı'na getirdin.
18Orada göğü eğip yeryüzünü salladın. Dünyayı döndürüp ummanları titrettin, evrenin altını üstüne getirdin.
19Senin görkemin ve yüceliğin, ateşle depremin, rüzgarla soğuğun dört kapısından geçti. Sen Yakup'un soyu İsrailliler'e yasanı, buyruklarını verdin.
20Onların günahkâr kalplerine göre davranmadın. Buyruklarının onların yaşamını yönlendirmesine olanak tanıdın.
21İlk insan Adem, günahkâr bir yüreği yüklendiğinden günah işleyip yenildi. Yalnız kendisi değil, bütün soyu...
22Bu nedenle hastalık yerleşti. Her ne kadar halkının kalbinde yasan yerleşmişse de, günah da orada kökleşmiş olduğundan, iyilik çaresiz kaldı, kötü olan kalıcı oldu.
23"Yıllar geçti, zamanı gelince, kendin için, adı Davut olan birini ortaya çıkardın.
24Ona, senin adının anıldığı bir kent kurmasını ve orada sana kurban kesmesini istedin.
25Bunun bitmesi çok uzun yıllar aldı. Ama aynı günahkâr kalbe sahip olduklarından, kent sakinleri
26tıpkı Adem ve onun soyu gibi davranıp yoldan çıktılar.
27Böylece kendi kentini düşmanlara teslim ettin.
28"Kendi kendime dedim ki: 'Belki de Babil'dekilerin daha iyi bir yaşam sürüyor olmaları, onların Sion'u fethetmelerindendir.'
29Ama buraya ulaştığımda, talimin edebildiğimden daha fazla günahla karşılaştım. Bu otuz yılda kendi gözlerimle bir sürü günahkâr gördüm.
30Günahkârlara karşı ne kadar anlayışlı, inançsızlara karşı ne kadar esirgeyici olduğunu, kendi halkını yok ederken, düşmanlarını nasıl koruduğunu gördüğümde yüreğim parçalandı.
31Senin yollarını nasıl anlamaları gerektiğine ilişkin, kim olursa olsun kimseye hiçbir imada bulunmadın. Babil Sion'dan daha mı erdemlidir?
32İsrail dışında herhangi bir ulus seni hiç tanımış mıdır? Yakup'un soyu gibi başka hangi soy senin antlaşmalarına güvendi?
33Ne var ki, onlar hiç ödüllendirilmediler. Acılarının hiçbir karşılığını görmediler. Uluslar arasında bir aşağıya bir yukarıya dolaştım. Senin buyruklarını dinlemedikleri halde, onların nasıl başarılı olup geliştiklerini gördüm,
34Bu nedenle bizim günahlarımızı, dünyanın geri kalanının günahlarına karşılık terazide tart. O zaman terazinin göstergesinin hangi yöne eğileceği netleşecektir.
35Yeryüzünde yaşayanların sana karşı günah işlemediği herhangi bir zaman var mıdır? Hiç herhangi bir ulus İsrail gibi senin buyruklarını tutmuş mudur?
36Belki burada bir adam, şurada bir adam bulabilirsin, ama hiçbir yerde bütün bir ulusu bulamazsın."