Ezra
Yedinci Görüm
14 Üçüncü gün ben bir meşe ağacı altında oturuyorken, bir çalıdan bana, "Ezra, Ezra!" diye seslenen bir ses duydum.
2Ayağa kalkıp, "İşte buradayım, Rabbim" diye yanıt verdim,
3Ses şöyle devam etti: "Benim halkım Mısır'da köleyken kendimi bir çalıda açığa çıkardım ve Musa'yla konuştum. Onu halkıma Mısır'dan çıkışta rehberlik etmesi için yolladım.
4Onu Sina Dağı'na getirip benimle bir çok gün kalması için orada tuttum.
5Ona bir sürü mucizelerden söz ettim, çağların sırrını, zamanın sonunu gösterdim.
6Neleri açığa çıkarıp bilinir kılacağını, neleri sır olarak saklayacağını öğütledim.
7Şimdi de sana öğüt veriyorum:
8Sana gösterdiğim, açıklamalarını bildirdiğim görümleri, belirtileri ezberle.
9Sen insanların dünyasından alınıp götürülmek üzeresin, Bundan sonra sen de senin gibi olanlarla birlikte zamanın sonuna kadar oğlumun yanında kalacaksın.
10Dünya gençliğini yitirdi, zaman yaşlanıyor.
11Zaman on iki döneme ayrılmıştır.
12Onuncu dönemin yarısındayız. Geriye yalnızca iki buçuk dönem kaldı.
13Bu yüzden evini düzene koy, halkını uyar, alçakgönüllüleri teselli et. Sonra ölümlü hayatınla vedalaş,
14Dünyasal endişelerini bir kenara koy, insansal yüklerini yere bırak.
15Zayıf doğanı sıyır at, seni tedirgin eden kaygılarından kurtul, dünyadan çabucak ayrılmak için hazır ol.
16Ancak tanık olduğun fenalıkların daha kötüleri geliyor,
17Bu kocayan dünya giderek daha zayıflayıp güçsüzleşirken kötülükler dünyanın yaşayanlarından dolayı artıyor.
18Doğruluk uzaklaşıp gidince yalan daha yakınlaşır. Düşünde gördüğün kartal zaten uçmakta."
19"Rabbim, huzurunuzda konuşabilir miyim?" dedim,
20"Şu anda hayatta olan halkımı uyardıktan sonra isteğinizle buradan ayrılacağım. Ama bundan sonra doğacakları kim uyaracak? Dünya karanlığa bürünüyor ve üzerinde yaşayanlar ışıksız.
21Yasan ateşte yok edildiğinden hiç kimse önceden yaptıklarını ve gelecekte yapacaklarını bilemeyecek.
22Eğer gözünde lütuf bulduysam, beni kutsal ruhla doldur. Böylelikle, dünyanın bütün öyküsünü, senin yasanda yer alan her şeyi en başından itibaren yazabileyim. O zaman insanlar doğru yolu bulma olasılığına sahip olacaklar. Seçtiklerinde de son günlerde sonsuz yaşamı kazanacaklar."
23"Git" diye yanıtladı, "Bütün insanlara seslen, onlara kırk gün boyunca seni aramamalarını söyle.
24Hemen çok sayıda yazı tableti al. Hızlıca yazı yazmada eğitimli beş adamı, Seraya'yı, Dabriya'yı, Şelemiya'yı, Etan'ı ve Asiel'i yanına al.
25Sonra buraya dön. Ben yazman gerekenleri bitirinceye kadar kalbinde sönmeyecek olan anlayış lambasını yakacağım.
26İşini bitirince bir kısmını topluma açıkla. Kalanını sır olarak saklamaları için bilge kişilere ver. Yarın bu vakitte yazmaya başlamalısın."
27Bana buyrulduğu gibi gittim, bütün halkı çağırıp topladım, onlara şöyle dedim:
28"Ey İsrail, söyleyeceklerimi dinle!
29Başlangıçta atalarımız Mısır'da yabancılar gibi yaşadılar.
30O ülkeden kurtarıldılar ve onlara yaşam vaat eden yasa verildi.
31Ancak onlar yasaya itaatsizlik ettiler. Sizler de onların izinden gidiyorsunuz. Daha sonra sizlere bir ülke verildi, Siyon toprağı. Ama sizler atalarınız gibi günah işleyip yüce Tanrı'nın sizin için hazırladığı yolu terk ettiniz.
320 doğru bir yargıç olduğundan, zamanında size vermiş olduklarını geri aldı,
33Şimdi sizler burada sürgündesiniz, ama Yahudi hemşerilerinizden Yeruşalim'e daha yakınsınız.
34Eğer sizler düşüncenizi toplayıp öğrenmeye istekliyseniz yaşamınız güvenlik içinde olacak, öldükten sonra lütufla karşılaşacaksınız.
35Ölümden sonra yargı gelecek! Bize yeniden yaşam verilecek, doğru olanların adları belirlenecek. Tanrı tanımazların işleri ise ortaya çıkarılacak.
36Şimdiden sonra hiç kimse benimle konuşmaya gelmemeli, gelecek kırk gün boyunca beni aramamalı."
37Bana söylendiği gibi beş adamı yanıma aldım, birlikte tarlaya gittik ve orada kaldık.
38Ertesi gün, "Ezra, ağzını aç ve sana verdiğimi iç" diyerek beni çağıran bir ses işittim.
39Böylece ağzımı açtım. Elime ateşe benzer renkte, suya benzeyen bir şeyle dolu bir kap tutuşturuldu.
40Onu alıp içtim. İçer içmez hafızam genişledi, zihnim sel gibi algılayış yağdırmaya başladı. Bilgim iyice büyüyüp gelişti.
41Konuşmak için ağzımı açtım, durmaksızın konuşmamı sürdürdüm.
42Yüce Tanrı söylenenleri yazıya döken beş adama da anlayış verdi. Daha önce bilmedikleri bir alfabe kullanıyorlardı. Sadece geceleri yemek yiyip bütün gün boyunca yazarak kırk gün işin başında kaldılar.
43Bense bütün gün boyunca konuşuyordum, geceleri bile susmuyordum.
44Kırkıncı güne kadar doksan dört kitap yazılmıştı.
45Kırkıncı günün sonunda yüce Tanrı benimle konuşlu. "İlk yazdığın yirmi dört kitabı halka sun" dedi, "Layık olan da olmayan da okusun.
46Ama son yetmiş kitap geride alıkonulmalı. Halkının bilgeleri dışında hiç kimseye verilmemeli.
47Çünkü bu kitaplar anlayış pınarı, bilgelik kaynağı ve bilgi seli içeriyorlar."
48Ben de öyle yaptım.