Ezra
Altıncı Görüm
13 Yedi gün geçti, ertesi gece bir düş gördüm,
2Düşümde denizden bir rüzgar çıkıp geldi ve denizi dalgalara boğdu.
3Ben izlerken, bu rüzgar derinliklerden yükselerek gelen bir insan figürü getirdi. Bu adam gökyüzünün bulutları üzerinde uçuyordu. Her nereye gözlerini çevirdiyse, bakışlarının karşılaştığı her şey korkuya kapıldı.
4Sesi her nereye ulaştıysa, onu işiten herkes ateşe dokunan balmumu gibi eridi.
5Sonra denizden yükselen adamın üzerine saldırmak için, gökyüzünün dört rüzgarından toplanıp bir araya gelen sayısız insan topluluğu gördüm.
6Adam kendisi için büyük bir dağ yonttu ve onun üzerine uçtu.
7Dağın hangi yön ya da yerinden ele geçirildiğini görmeye çalıştım, ama başaramadım.
8Sonra adamla savaşmak için bir araya gelmiş olanların hepsinin korkuyla dolu olduklarını, ancak yine de ona karşı dövüşmeye hazırlandıklarını farkettim.
9Adam saldırmak için ilerleyen kalabalığı gördüğünde onlara karşı parmağını bile kıpırdatmadı. Elinde ne mızrağı ne de silahı vardı.
10Gördüğüm tek şey, ağzından dışarıya akan bir alev seli, dudaklarından çıkan bir alev soluması ve dilinden çakan kıvılcım fırtınasıydı.
11Bunların hepsi alev seli, alevli soluk ve kıvılcım fırtınası tek bir kütle halinde birleşmişti. Bu kütle savaşmak için ilerleyen kalabalığın üzerine düştü ve onların her birini tamamen yakıp yok etti. Birdenbire o büyük kalabalık, toz, kül ve duman kokusu dışında hiçbir şey bırakmadan gözden kayboldu. Bunun karşısında dilim tutuldu.
12Bundan sonra adamın dağdan aşağıya indiğini ve farklı, huzur dolu bir topluluğu kendisine çağırdığını gördüm.
13Kiminin yüzünde mutluluk, kimininse üzüntü vardı. Bir kısmı sürgünden gelmişti, bir kısmı da başkalarını sunu olarak getirmişti. Dehşet içinde uyandım, yüce Tanrı'ya dua ettim.
14Dedim ki: "Başlangıçtan beri ben kuluna bu mucizeleri açıkladın. Beni dualarıma yanıt vermeye layık gördün.
15Şimdi de bu düşün anlamını göster bana.
16Düşünceme göre, o günler hayatta olup yaşayanlar için ne dehşet verici olacak! Ancak yaşamayanlar için ne kadar daha kötü olacak!
170nlar üzgün olacaklar,
18çünkü son günlerin neler getireceğini bilecekler, ama ne yazık ki, kaçırmış olacaklar.
19Hayatta olanların durumu ise korkunç olacak. Çünkü düşümde gördüğüm gibi, onlar korkunç tehlikeler ve felaketlerle yüzleşecekler.
20Yine de bu tehlikelere katlanmak ve hedefe ulaşmak, bir bulut gibi dünyadan yok olup gitmek ve son günlerin olaylarını hiç görememekten daha iyidir,"
21"Evet" diye yanıtladı, "Bu düşün anlamını açıklayacağım ve istediğin her şeyi anlatacağım.
220 hayatta kalanlarla ilgili soruna gelince, işte yanıtı:
230 günlerde tehlikeleri getirecek olan, aynı zamanda Her Şeye Gücü Yeten'e bağlılıkla yaşayıp iyi işler biriktirmiş olanları koruyacak.
24Emin ol ki, o hayatta kalanlar, ölmüş olanlardan çok daha kutludurlar.
25"İşte, bu da düşün anlamı: Denizlerin derinliklerinden yükseldiğini gördüğün adam,
26Yüce Tanrı'nın asırlar boyunca hazır beklettiği kişidir. O kendi yarattığı dünyayı kurtaracak, hayatta olanları yönetecek.
27Adamın ağzından aktığını gördüğün,
28bir mızrak ya da herhangi bir silah olmaksızın kendisine karşı savaşa girmek üzere ilerleyen kalabalıkları yok ettiği soluğa, ateşe ve fırtınaya gelince:
29Yüce Tanrı'nın yeryüzünde yaşayanlara kurtuluş getireceği günler yakındır.
30O zaman insanlar büyük bir telaş ve korkuyla dolacaklar.
31Kent kente, bölge bölgeye, ulus ulusa, krallık krallığa karşı savaşmak için gizli tasarılar kuracak.
32Bu gerçekleştikten ve sana göstermiş olduğum tüm belirtiler gelip geçtikten sonra, denizden yükselen adam olarak gördüğün oğlum ortaya çıkacak.
330nun sesini işiten bütün uluslar, düşünde gördüğün gibi,
34kendi topraklarını, savaşlarını bırakacaklar, ona karşı savaşmak için sayılamayacak kadar büyük bir ordu halinde birleşecekler.
350 ise Siyon Dağının zirvesinde yerini alacak,
36Siyon bütün insanların önünde görünür kılınacak. Kent bütün yapılarıyla birlikte tamamlanmış olacak. Ancak bu insan eliyle olmayacak.
37Sonra oğlum, kendisine karşı gelen ulusların Tanrı tanımaz işlerini yargılayacak. Düşünde gördüğün fırtınanın anlamı budur.
380 onları kendi şeytani fesatlıkları ve yakında katlanmak zorunda olacakları sıkıntıyla karşı karşıya getirecek. Alevin anlamı da budur. Hiçbir çaba harcamadan yasa aracılığıyla da onları yok edecek . Bu da ateşi simgeler.
39"Daha sonra O'nun farklı, huzur dolu bir topluluğu çağırdığını gördün.
40Onlar, Asur Kralı Şalmaneser'in hapse attığı Kral Hoşea zamanında sürgüne gönderilen on oymaktır. Şalmaneser onları ırmağın ötesine sürdü, onlar garip bir ülkeye götürüldüler.
41Ama sonra onlar Yahudi olmayan putperestlerin yaşadığı bu ülkeden ayrılmaya ve daha önce insanların hiç yaşamadığı uzak bir toprağa gitmeye karar verdiler.
42Kendi ülkelerinde itaat etmekte başarısız oldukları yasaya bu yeni yerde uymayı amaçladılar.
43Fıratın dar geçitlerinden geçerlerken
44yüce Tanrı onlar için mucizeler yarattı. Onlar geçinceye kadar ırmak kanallarını durdurdu.
45Arzaret denen o bölgeye yolculukları uzundu, bir buçuk yıl sürdü.
460nlar, bu çağ son bulana kadar, o zamandan beri hep orada yaşadılar.
47Şimdi onlar dönüş yolundalar ve yüce Tanrı bir kez daha, onların geçebilmesi için, ırmak kanallarını durduracak.
48"'Bu da, görmüş olduğun huzur dolu topluluğun anlamıdır. Benim kutsal sınırlarım içinde bulunan senin halkından hayatta kalanlar da onlarla birlikte kurtulacak.
49İşte böylece, kendisine karşı birleşmiş ulusları yok etme zamanı geldiğinde,
50O, hayatta kalan kendi halkını koruyacak, onlara olağanüstü mucizeler gösterecek."
51"Rabbim, efendim, gördüğüm adamın neden denizlerin derinliklerinden yükseldiğini açıkla bana" diye rica ettim.
52O şöyle yanıtladı: "Denizlerin derinliklerini araştırmak ve içlerinde neler olduğunu keşfetmek herhangi bir insanın gücünün ötesindedir. Aynı şekilde yeryüzündeki hiçbir kimse belirlenmiş o güne kadar oğlumu ve onun topluluğunu göremez. Düşün anlamı budur.
53Bu açıklama sadece sana verildi. Çünkü sen kendine ait bütün işleri bıraktın,
54kendini bütünüyle bana ve yasamı öğrenmeye adadın.
55Her şeyde hikmet sana rehber, anlayış da anne oldu.
56Sana bu açıklamayı vermemin nedeni budur, yüce Tanrı seni ödüllendirecek. Üç gün sonra seninle tekrar konuşacağım ve sana çok önemli ve harika şeyler anlatacağım,"
57Böylece ben de ara ara göstermiş olduğu mucizeler için, O'nun kontrolü altında geçen çağlar için
58Yüce Tanrı'ya tapınıp yücelterek tarlaya doğru gittim. Orada üç gün kaldım.