4. Makabeler
3 Fakat böyle bir tez bütünüyle saçma; çünkü aklın kendi duygularına değil bedeninkine egemen olduğu açıktır.
2Hiçbirimiz böyle bir isteği yok edemez, ama bu isteğe tutsak olmamamız için akıl bize yol gösterir.
3Hiçbirimiz öfkeyi zihnimizden söküp atamayız, ama akıl öfkeyi denetim altına almamızda bize yardım eder.
4Hiçbirimiz kötü düşünceleri yok edemez, ama kötülüğe yenik düşmememiz için akıl yanımızda ona karşı savaşır.
5Çünkü akıl duyguların kökünü kurutmaz, ama onları karşılar.
Kral Davut'un Susaması
6Şimdi bu Kral Davut'un susamasıyla ilgili öyküyle daha iyi açıklanabilir.
7Davut bütün gün Filistliler'e saldırmış ve kendi ulusundan askerlerle birlikte onların birçoğunu öldürmüştü.
8Daha sonra karanlık bastığında atalarımızın tüm ordusunun çevresinde ordugah kurduğu krallık çadırına ter içinde ve bitkin bir durumda vardı.
9-10Diğerlerinin hepsi yemekteydi ama kral çok susamıştı. Orada bol su kaynakları olmasına rağmen susuzluğunu gideremiyordu.
11Düşmanın elindeki bölgede bulunan su için duyduğu mantıksızca arzu nedeniyle acı çekiyor, deli oluyor, yanıyor, tutuşuyordu.
12Kralın özleminden dolayı korumaları acı acı yakındıkları zaman genç ve gözü pek iki asker tepeden tırnağa silahlanıp yanlarına bir sürahi alarak kralın isteğini yerine getirmek için düşman siperlerinin ardına geçtiler.
13-14Kapıdaki nöbetçiler tarafından görülmeden düşman ordugahına cesaretle girip pınarı aramaya koyuldular. Bulunca oradan krala su getirdiler.
15Fakat Davut susuzluktan yanıp tutuştuğu halde kanla eşit değere sahip olan bu suyu içmeyi canı için korkunç bir tehlike olarak gördü.
16Bu nedenle arzusuna karşı aklını kullanıp bu suyu Tanrı'ya bir sunu olarak yere döktü.
17Çünkü ölçülü akıl, duyguların dürtülerini yenip büyük tutkuların ateşini söndürebilir.
18Aşırı olsa da bedensel acıların üstesinden gelebilir ve aklının soyluluğuyla duyguların egemen olma çabalarını hor görür.
Tapınak Hazinesine Karşı Bir Saldırı
19Şimdi ele alacağımız olay bize ölçülü akıl konusunda örnek olacak bir öyküdür.
20Atalarımızın, yasaya uymalarından dolayı sağlam bir barışın meyvelerinden yararlandıkları ve Asya Kralı Seleukus Nikanor'un hem tapınak hizmetleri için onlara para sağladığı hem de uluslarını benimsediği başarılı bir dönemdi.
21Tam o sırada bazı kişiler kamu düzenine karşı bir devrim girişiminde bulunup çok çeşitli felaketlere neden oldular.